Otizm spektrum bozukluğu (OSB) ilk belirtilerin üç yaşından önce ortaya çıktığı, sosyal iletişim alanına ilişkin yetersizlikler ile birlikte takıntılı, yineleyici davranışlar ve ilgi alanlarına özgü sınırlılıklar ile seyreden nörogelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır.
İlk yapılan epidemiyolojik çalışmalarla otizm yaygınlığı 10.000’de 4-5 olarak saptanmış, sonraki çalışmalarda ise otizm toplum prevalansının 13-30/10.000 olduğu belirlenmiştir. Güney Kore bölgesinde yapılan güncel bir tarama çalışmasında OSB yaygınlığı %2.6 olarak bulunmuştur. Bu alana ilişkin kayıtların daha uzun süre saklandığı Amerika’daki Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (Centers for Disease Control and Prevention-CDC) adlı kuruluşun 2014’te yayınladığı verilere göre, ABD’de 8 yaşında ve okul çağında olan her 68 çocuktan birinin OSB’den etkilendiği belirlenmiştir. Türkiye’de bu alana özgü kapsamlı bir çalışma olmamasına rağmen, 1/150 oranı temel alındığında, tüm ülke nüfusu içinde yaklaşık 450.000 otizmli bireyin var olduğu düşünülmektedir. Aynı oran temel alındığında 0-14 yaş grubunda 125.000 civarında otizmli çocuk olduğu öne sürülmektedir.